htyCé Moderatör
Mesaj Sayısı : 1677 Yaş : 31 Nerden : kaRanLıq*LaR üLkéSi''dén (: Takma isim : htyCéSu (: Kayıt tarihi : 27/08/08
| Konu: İhtiras ve ihanet Perş. 4 Ara. - 14:50 | |
| Sanırım, ihanetin yolunu açan, ona öncülük eden duygudur ihtiras.
Bir insana, iktidara, paraya duyulan o korkunç ve tutkulu istek. Trajedileri doğuran ana rahmi. İradenin üstünde dövülerek çelikleştiği örs, atılımın yelkenlerini dolduran rüzgar. Ve hızlı estiğinde, hayat gemilerini batıran fırtına. Aşkın ve iktidarın şeytanı. Bugünlerde başkentteki siyaset konaklarının hummalı koridorlarında kurbanını arayan bir hortlak gibi dolaşan bu zehirli kılıç, çoğunlukla olduğu gibi, kendisini kınından çıkaranı vurdu sonunda. Yıllarca liderinin bir adım ardında sessiz ve ürkütücü bir gülümsemeyle kendi mutlak iktidarını sabırla bekleyip, ihtirasını sessizliğiyle bileyen bir adam, yüzündeki “sadık dost” maskesini çıkarıp, her zaman bir adım önünde duran kralını, kendi ihanetiyle zehirlenmiş bir Macbeth gibi bıçaklamaya kalktı. Siyasetin sıkıcı yüzü Şekspiryen bir trajedinin heyecanıyla gerildi. Hepsi birbirine benzeyen insanların belirsiz ve gri kalabalığı içinde birden iki yüz ihtirasın ışığıyla parlayıp öne çıktı. Sağlıklı günlerinin güçlü iktidarında bütün hataları çıkarcı dostlarının hoşgörülü alkışlarıyla selamlanan bir kral, hastalandığında aynı dostların vahşi saldırılarıyla tahtının sallandığını gördü. Bütün “dostlar” şimdi hastalıktan yıpranmış bedenini sarsak adımlarla taşımaya çalışıp, biribirine karışmış kelimelerle “iyi” olduğunu anlatmaya çabalayan bu yaşlı adamı kalemleriyle yaralayıp, onu, son darbeyi vuracak “yeni kral” için kolay bir av, rahatça parçalanacak zavallı bir rakip haline getirmeye çabalıyorlardı. Eşi, ailesi, geçmişi, hastalığı insafsız saldırıların hedefiydi. Siyasi hatalarıyla değil hastalığıyla alay ediyorlardı. O, kendisini ülkesi için feda ettiğini düşünürken ülkesinin insanları ona “öl” diye bağırıyorlardı. Kendisini toparlayıp saldırışlara cevap verecek bir gücü yoktu. Kimse onun intikamından korkmuyordu. Siyasetin ve zalim tabiatın ona intikam alacak zamanı tanımayacağını düşünüyorlardı. Kimseye açıkça söylemiyorlardı ama “yeni kralı” seçmişler, büyük bir ihtimalle yeni kralla geleceğe ait anlaşmalar yapmışlardı. Saldırılar, zehirli bir duman gibi sarmıştı hasta kralı. O yaşlı kral, bir taht üstünde girdiği arenadan siyasi bir kurban gibi çıkacağını hissediyor, düşmeden önce, dumanların arkasından gözükecek “yeni kralın” yüzünü görebilmek için son bir çabayla yıkılmadan beklemeye uğraşıyordu. Herhalde “yeni kralın” kim olduğunu tahmin ediyordu ama emin olamıyordu. Kendisini hedef alan en son ve en hain yazıyı okuduğunda, sanırım o yazıyı kimin yazdırdığını anladı. Dumanların arasından yeni kralın yüzünü gördü. Yıllarca bir adım arkasında hiç konuşmadan duran adam, en güvendiği sırdaşı, ihtirasla parlayan kılıcını çekmiş, onu son bir darbeyle devirmeye geliyordu. Ve o yaşlı ve hasta kral, son gücünü toplayıp birden kendisinden beklenmeyen hızlı bir hamleyle kendine doğru gelen adamı vurup, yıktı. İhtirasla aydınlanmış ihanet patikalarından tahta yürüdüğünü sanan yardımcısının yüzünde, darbeyi aldığı anda beliren şaşkınlığı görmek, herhalde, yaşlı kralın siyasi hayatındaki son büyük zevk oldu. Yıllarca, sabırla olgunlaşmış ihtirasıyla tahta çıkmayı bekleyen adam, son andaki sabırsızlığını siyasi geleceğiyle ödedi. Yaşlı bir hastanın düşmesini bekleyenler genç bir hainin düşüşünü seyrettiler. İktidarın ve ihanetin yolunu açan ihtiras, yok oluşun da yolunu açmış,o zehirli kılıç, kendisini kınından çıkartanı vurmuştu. İhtirasın görkemli rahminden bir trajedi doğmuş, ihanetin karanlık mabedinde bir hain ölmüştü. Ve bütün seyirciler, ihanetin sessizliğin içinde büyüdüğünü, hainlerin kralların arkasında duranlardan çıktığını görmüştü. AhméT ALtan | |
|
ArseniQ Moderatör
Mesaj Sayısı : 858 Yaş : 32 Nerden : iSMiR Takma isim : AhMeT Kayıt tarihi : 11/09/08
| Konu: Geri: İhtiras ve ihanet Perş. 4 Ara. - 15:39 | |
| | |
|