İki tutkum var
Allahım ve sen
İki hayalim var
Geleceğim ve sen
İki sevdiğim var
Ailem ve sen
İki derdim var
Mesafeler ve sen
Bir de aşkım var sadece Sen
Sevmek...
O kadar da kolay değilmiş meğer...
Kolay değilmiş meğer uzlaşması dil ile kalbin. Söylemek bu kadar kolayken, konuşmak kolay değilmiş...
Hatta yaşadığımız ve adını “düzen” koyduğumuz şeyin koskoca düzensizlikten ibaret olduğunu anlamak da kolay değilmiş.
Her şey teker teker dağılırken, ki düzensizlik doğasıdır tüm evrenin, “toplu” kalmak da kolay değilmiş.
Yaşamak için yüklenen misyonları taşımak, daha biz ‘yaşam’ sırrını çözmeye çalışırken, omuzlarımıza bindir(ilen)diğimiz yükü taşımak da kolay değilmiş.
Yaşamak demişken biraz durmak gerekir. Tüm çabamızla uğraştığımız, aldığımız nefes, çektiğimiz çileler sadece ve sadece yaşamak içinken, insanın yaşamak için farklı farklı sebepler bulması da kolay değilmiş. Zaten en zor kandırdığı kişi ‘kendisi’ değil midir insanın, ve tüm zorluklara rağmen en sık yalan söylemeye kalkışılan ta kendisi değil midir insanın?
Ne acı ki yalanlarla unuttuğumuz, unutturulduğumuz kim bilir belki de uyutulduğumuz şu dünyada, yalandan da olsa unutmak hiç kolay değilmiş...
Hele sevmek... O kadar da kolay değilmiş meğer... *
* Zoru seçmek mi neden olmasın?