Turquaz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Turquaz

Kuruluş : 08.08.08 20.08
 
AnasayfabayramLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Istatistikler
Toplam 94 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: Learned

Kullanıcılarımız toplam 9490 mesaj attılar bunda 1928 konu
En son konular
» Alle bijzondere dingen in de zaanstreek
Mekke Devri-4 Icon_minitimeC.tesi 30 Tem. - 0:38 tarafından Misafir

» Obeptoppy
Mekke Devri-4 Icon_minitimeCuma 29 Tem. - 11:21 tarafından Misafir

» psikolojk durumunuz nedir?
Mekke Devri-4 Icon_minitimePaz 3 Ocak - 1:23 tarafından 3MO3

» Ayrılık ne kadar yakın?
Mekke Devri-4 Icon_minitimeSalı 10 Kas. - 8:56 tarafından Learned

» Bir balodasın forumdan kimleri dansa kaldırırdın ?
Mekke Devri-4 Icon_minitimeSalı 10 Kas. - 8:50 tarafından Learned

» SELAMMMM
Mekke Devri-4 Icon_minitimeSalı 10 Kas. - 8:20 tarafından Learned

» ~ UnutuLmuş muydum ?.
Mekke Devri-4 Icon_minitimeSalı 23 Ara. - 12:33 tarafından KaRa MeLeK

» ademi bu forumdan kim soguttuysa kim sinrlendirdiyse o kişi ademi geri döndürsün
Mekke Devri-4 Icon_minitimeSalı 23 Ara. - 12:30 tarafından KaRa MeLeK

» Melekler Bile Aglarmıs Günün Birinde...
Mekke Devri-4 Icon_minitimeCuma 12 Ara. - 21:56 tarafından focusw7


 

 Mekke Devri-4

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
htyCé
Moderatör
Moderatör
htyCé


Kadın
Mesaj Sayısı : 1677
Yaş : 31
Nerden : kaRanLıq*LaR üLkéSi''dén (:
Takma isim : htyCéSu (:
Kayıt tarihi : 27/08/08

Mekke Devri-4 Empty
MesajKonu: Mekke Devri-4   Mekke Devri-4 Icon_minitimeC.tesi 25 Ekim - 14:54

Korkunç bir câhiliyye devri yaşayan Araplar arasında dikkate değer bir husus vardı. O da; edebiyâtın, belâgatın ve fesâhatın yaygınlaşarak zirveye ulaşmış olmasıydı. Şâire ve şiire çok önem verirler, bunu büyük bir iftihâr vesilesi sayarlardı. Güçlü bir şâir kendisi ve kabîlesi için îtibâr sağlardı. Belirli zamanlarda panayırlar kurulur. Şiir ve hitâbet yarışmaları açılırdı. Birinci gelenlerin şiirleri veya hitâbeleri Kâbe duvarına asılırdı. Câhiliyye devrindeki Kâbe duvarına asılan en meşhur şiirlere «Muallakat-ı Seb’a» (yedi askı) denilmiştir. Kur’ân-ı kerîm âyetleri inmeye başlayınca O’ndaki eşsiz belâgatı gören nice kimseler de bu sebeple Müslüman oldu.

Muhammed aleyhisselâmın insanlara ebedî saâdeti, sonsuz kurtuluşu bildirmek, onları dalâletten hidâyete kavuşturmak üzere peygamber olarak gönderildiği sırada câhiliyye devri yaşayan Mekkeliler, îmân etmeye dâvet edilince, önceleri ilgisiz davrandı. Sonra açıkça düşmanlık göstermeye başladılar. Müşriklerin bu düşmanlıkları önce alay tarzında olup, sonra hakâret şekline, daha sonra işkence safhasına girdi. Bunlardan sonra ticârî ve diğer bütün münâsebetleri kesme ve şiddet gösterme devresi başladı.

Müşriklerden bilhassa azılı beş kişi, SevgiliPeygamberimiz Muhammed aleyhisselâmı çok üzüp alay ediyorlardı. Bunlar arasında, Âs bin Vâil, Esved bin Muttalib, Esved bin Abdi Yagves, Velîd bin Mugîre ve Hâris bin Kays vardı. Bir defâsında Peygamber efendimiz Kâbe’nin yanında otururken, Cebrâil aleyhisselâm da gelmişti. Müşriklerden bu beş kişi önlerinden geçerken Cebrâil aleyhisselâm, Âs bin Vâil’in ayağının tabanına, Esved bin Muttalib’in gözüne, Esved bin Abdi Yagves’in başına, Velîd bin Mugîre’nin inciğine, Hâris’in karnına birer işâret koydu ve; “Yâ Muhammed! Allahü teâlâ bunların şerrinden seni halâs eyledi. Yakında bunların her biri bir belâya uğrayıp helâk olacaklardır.” dedi. Bu beş müşrikten Âs bin Vâil bir gün merkebe binmişti. Mekke’nin dışında bir yerde merkebinden inince ayağına diken battı. Dikenin battığı yer şişti ne kadar ilâç yapıldı ise çâre bulamadılar. Nihâyet ayağı deve boynu gibi şişip; “Muhammed’in Allah’ı beni öldürdü.” diye feryâd ede ede öldü. Esved bin Muttalib, Mekke’nin dışında bir ağaç altında otururken birden bire gözleri kör oldu. Cebrâil aleyhisselâm da başını tutup altına oturduğu ağaca çarparak helâk etti. Esved bin AbdiYagves de Mekke’den çıkıp Bad-ı Semûm denilen yere gitmişti. Buradayken yüzü ve gövdesi simsiyah oldu. Evine gelip kapısını çalınca âilesi onu tanıyamadı ve içeri almadı. Kahrından başını evinin kapısına vura vura öldü. Hâris bin Kays da tuzlu balık yemişti. Öyle bir harârete tutuldu ki ne kadar su içtiyse kanmadı. Su içe içe çatladı. Velîd bin Mugîre’nin ise baldırına bir okçu dükkânı önünde demir parçası battı. Yarasından çok kan aktı ve; “Muhammed’in Allah’ı beni öldürdü.” diye feryâd ederek öldü.

Müşriklerin zulüm ve baskıyı arttırması üzerine Muhammed aleyhisselâm, Eshâb-ı kirâmdan Erkam bin Ebil Erkam’ın evini emniyetli bir yer olarak seçti. Dar bir sokak içinde, Safâ Tepesinin doğusunda bulunan bu ev giriş çıkış için ve gelip gidenleri kontrol etmeye elverişli bir yerdi. Peygamber efendimiz İslâmiyeti burada anlatıyor ve Müslümanlar oraya toplanıyordu. Birçok Mekkeli bu evde Müslüman oldu. Bir merkez olarak seçilen bu eve “Darü’l-İslâm” adı verildi.

İnsanları ebedî saâdete kavuşturmak için ve rahmet olarak gönderilen Muhammed aleyhisselâm, Mekke’de câhiliyye devri yaşamakta olan insanları açıkça İslâma çağırdı. Hakîkî kurtuluşun Allahü teâlâya îmân etmekte, nefse uymaktan, zulümden, haksızlıktan ve bütün çirkin işlerden uzaklaşmakta olduğunu bildirince, nefslerinin isteklerine, şehvetlerine uyanlar, zayıfları ezenler ve iyice azgınlaşmış olanlar bütün bu bozuk işlerine son verileceğini görerek Muhammed aleyhisselâmın bildirdiklerini inkâr ettiler ve O’na düşman kesildiler. Bir kısmı da kendileri gibi âciz ve fânî insanların ayıplamalarından sakınarak îmân etmediler. Nefislerine, şeytana ve şehvetlerine uyarak saâdetten mahrum kaldılar.

Muhammed aleyhisselâmın bildirdiklerine îmân etmeyen ve O’na düşmanlık gösteren müşrikler, önce alay etmeye başladılar. Bir araya toplanıp O’na; kâhin, mecnûn, şâir, deli, sihirbâz diyelim şeklinde karar almak istediklerinde, bunların hiçbirinin Muhammed, aleyhisselâmda bulunmadığını yine kendileri îtirâf ediyorlardı. O’na bir şeyler söylemek için toplandıklarında müşriklerden Velid bin Mugîre şöyle diyordu: “Hayır o kâhin değildir. Biz, kâhinleri gördük. O’nun okuduğu ne kâhin fısıltısı, ne de uydurma şeylerdir. Kâhinler hem doğru hem yalan söyler. Biz Muhammed’de hiçbir yalan görmedik. O mecnun, deli de değildir. Deliliğin ne olduğunu biliriz, O’nda böyle bir hal yoktur. O şâir de değildir. Biz şiirin her çeşidini iyi biliriz. O’nun okudukları bunlardan hiçbirine benzemez. O, sihirbâz da değil! Biz sihirbâzları gördük. O’nun okudukları sihirbâzların okuyup üfürmelerine ve düğümleyip bağlamalarına hiç benzemiyor.”

Çeşitli hilelerle ve zulümle insanların îmân etmesine mâni olmaya kalkışan müşriklerin ileri gelenleri, insanları Muhammed aleyhisselâmın okuduğu âyetleri dinlemekten men ederlerdi. Kendileriyse geceleri gizlice Muhammed aleyhisselâmın bulunduğu evin yanına gelerek bir köşeye saklanıp dinlerlerdi. Sabah olup ortalık aydınlanmaya başlayınca, birbirinden habersiz gece Kur’ân-ı kerîm’i dinlemeye geldiklerini gören müşriklerin ileri gelenleri birbirlerini ayıplarlar bir daha böyle yapmayalım derlerdi. Ancak ertesi gece yine birbirinden habersiz gidip bir köşeye saklanarak tekrar dinlerlerdi. Sabah olunca da birbirlerini görüp şaşırırlardı. Bir daha böyle yapmamak üzere yemin ederek ayrılırlar, fakat bundan vazgeçemezlerdi. Ancak nefislerine uyup, üstünlük taslayarak ve diğer müşriklerin kendilerini ayıplamalarından çekinerek ve daha birçok boş düşüncelere kapılarak îmân etmediler. Üstelik başkalarına da mâni oldular. Sokaklarda, “Muhammed sihirbâz.” diye bağırdılar.

İslâm nûrunun günden güne yayılması üzerine iyice azgınlaşan müşrikler, artık alay etmekten de öteye, Müslümanlara işkence yapmaya başladılar. Muhammed aleyhisselâmın kapısının önüne pislik dökmeye, kapısına kan sürmeye, geçeceği yollara diken dökmeye başladılar. Sevgili Peygamberimiz, Mekke’ye dışardan gelenlere İslâmı anlatarak dâvet ederken, peşinde dolaşıp; “Yalan söylüyor, inanmayın.” diyerek taşkınlık gösterirlerdi. İlk Müslüman olanlardan, önce zayıf ve kimsesizlere sonra da hepsine ağır işkenceler yapmaya başladılar. Bütün bunlarla insanların îmân etmelerine engel olamadıklarını aksine, İslâmın günden güne yayıldığını gören müşrikler her yola başvurdular.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mekke Devri-4
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mekke Devri
» Mekke Devri-2
» Mekke Devri-3
» Mekke Devri-5
» Mekke Devri-6

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Turquaz :: İnanç Dünyası :: Peygamber Efendimiz (s.a.v)-
Buraya geçin: